8 Kasım 2009 Pazar

Edward anlatıyor!

Midnight Sun'dan alıntı

Bu, günün uyuyabilmeyi dilediğim zamanıydı.
Lise.
Ya da doğru sözcük Araf mıydı? Eğer günahlarımı telafi etmenin bir yolu
olsaydı, bu bir ölçütte çeteleye yazılmalıydı. Can sıkıntısı alışabildiğim bir şey değildi;
her gün inanılmaz derecede, bir öncekinden daha tekdüze geliyordu.
Sanırım benim uyuma biçimim buydu – eğer uyku aktif dönemler arasındaki
hareketsiz durum olarak tanımlanırsa.
Kafeteryanın uzak köşesindeki alçıdan geçen çatlaklara, orada olmayan
şekiller hayal ederek baktım. Bu, kafamın içinde fışkıran, bir nehir gibi çağıldayan
sesleri bastırmanın tek yoluydu.
Bu seslerden birkaç yüz tanesini sıkıntı yüzünden duymazdan geliyordum.
Konu insan zihnine gelince, hepsini daha önceden duymuştum. Bugün bütün
düşünceler, buradaki küçük öğrenci grubuna eklenen yeni kişiyle ilgili gülünç bir
heyecanla doluydu. Hepsinde ilgi uyandırmak çok kısa zaman almıştı. Yeni yüzü her
açıdan düşünce üzerine düşüncede görmüştüm. Sadece sıradan bir insan kızı.
Gelişinden doğan coşku bıktırıcı şekilde tahmin edilebilirdi – bir çocuğa parlak bir
cisim göstermek gibi. Koyuna benzeyen erkeklerin yarısı şimdiden kendilerini ona
aşık olarak hayal ediyorlardı, sırf bakılacak yeni bir şey olduğu için. Onları bastırmak
için daha çok uğraştım.
Sadece dört sesi tiksindiğim için değil, nezaketten engelliyordum: yanlarında
olduğum zamanlardaki mahremiyet yoksunluğuna alışan ve bununla ilgili artık pek
düşünmeyen ailem, iki kız ve iki erkek kardeşim. Onlara verebildiğim kadar gizlilik
veriyordum. Eğer yapabilirsem dinlememeye çalışıyordum.
Denediğim halde, yine de… biliyordum.
Rosalie’nin aklında, her zamanki gibi, kendisi vardı. Birilerinin bardaklarında
profilinin görüntüsünü yakalamıştı ve mükemmelliği üzerine düşünüyordu. Onun
zihni birkaç sürprizi olan sığ bir göletti.
Emmett dün gece Jasper’a karşı kaybettiği güreş maçı yüzünden
köpürüyordu. Rövanş ayarlamak için okulun bitimini getirmek, sınırlı olan bütün
sabrını alacaktı. Emmett’in düşüncelerini dinlerken kendimi hiçbir zaman davetsiz
misafir gibi hissetmezdim, çünkü asla sesli söylemeyeceği ya da eyleme
geçirmeyeceği bir şey düşünmezdi. Muhtemelen diğerlerinin aklını okumaktan
suçluluk duymamın sebebi, orada benim duymamı istemeyecekleri şeyler olduğunu
bilmemdi. Eğer Rosalie’nin zihni sığ bir göletse, Emmett’inki de cam berraklığında,
karartısız bir göldü.

İnandıramaz Aynam Yaşlandığıma Beni

İnandıramaz aynam yaşlandığıma beni.
Değil mi ki doğduğunuz aynı gün gençlikle sen;
Ama örtünce vaktin kırışıkları seni
Medet umarım ömrüm bitsin diye ecelden.
Varlığına o eşsiz güzelliği giysen de
Gönlümün urbasından başka şey giyemezsin.
Yüreğim sende çarpar, yüreğin çarpar bende:
Demek ki bana göre yaşlısın diyemezsin.
Onun için, sevgilim, kendine bakman gerek,
Nasıl ki ben bir hiçim bakmak dururken sana,
Yüreğin bende diye üstüne titreyerek
Olmuşum yavrusunu esirgeyen bir ana.
Gönlüne bel bağlama gönlümü yok edersen,
Geri almak yok diye onu verdin bana sen.

1564.......

William Shakespeare

Benim Günahım Aşktır

Benim günahım aşktır, senin erdemin nefret:
Sevgi günahtır diye günahımdan nefret bu.
Gel, kendi durumunu benimkine kıyas et,
Görürsün siteminin ne haksız olduğunu.
Haklıysa da, o sözler kızıl süsünü bozan
Ve benimkiler kadar bol sahte aşk senedi
Düzüp başkalarının yataklarını talan
Eden dudaklarından işitilmemeliydi.
Seni sevmem yasaldır; bak, seviyorsun sen de:
Gözüm sırf sana düşkün, senin gözün onlara;
Merhamet yüreğinde kök salıp boy versin de
Acımanla hak kazan sana acınanlara.
Aramağa kalkarsan kendi gizlediğini
Senin kendi örneğin yoksun bırakır seni.

1564.........

William Shakespeare

Çekilmez Bir Adam...

Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum
Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Çekilmez bir adam oldum yine

Uykusuz, aksi, lanet
Yine her seferki gibi haksızım
Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet
Fakat elimde değil
Seni kıskanıyorum.

Nazım Hikmet Ran

Unut Dedi Hatıram

Yoklugunda insa etigim o hayali
Bir anlik ofkeyle yerle bir ettim
Agir bir bilanco hayatta kalan yok
Pismanlik duygusu kendimi ihbar ettim
Ifsa et! Sucluyum saklamak sonucsuz
Yahut infaz et varligim luzumsuz
Yaranmak imkansiz agzinla kus tut
Alti yil devamli gittim kanat notum sorumsuz!
Bir hayale adanmis yarim bir oykuyuz
Arar ve sorarlar yokuz ki surgunuz
Hangimiz ters hangimiz duz hangimiz yaz hangimiz guz
Mechul bir dortluyuz
En degerli armagan ask hayatta gordugum
Garip bir hediye kurdelasi kordugum
Bogustugum ilmik cozulmez niyetli
Bu bosluk yasantima ilk okuldan megilli
Benim samimi dostum kafamdaki duygularim
Malesef munferitim onlarinda cani sikkin
Asina degildim luzumsuz kinaye
Abiyane bi tabir hep ayni terane
Bir birine surtecek iki liram yok cebimde
Hayatla inatlastim hayalimin pesinde
O halde musade vakur bir ifade
Laedriyi mahlas dervis-i virane




Dayan bu badireler de geçici bak inan
Uzatma git beni unut dedi hatıram
Bak haline yerle bir oldun oyun değil yaşam
Ne seyrine ne keyfine ve de rengine kan.

Savas

Oncelerden kararliydim buyuyecektim cocuk yasta
Hediye yaptim kendime ve postaladim yillara
Icini actim baksin karsimdaydi sluetim
Gorulmez bir kaza dostum buyumusum galiba
Birikimlerim yazdiklarimdan ibaret bilinmeli
Sayfalarda mutluluk varsa yanlis silinmeli
Biz hayatin iscisi dost elimizde emeklerle
Arayarak bulursun elbet durustlugu yureklerde
Kapkaranlik bir oda icinde los lamba
Kagit ustunde kalem koltugun ustunde ben
Cocuklar yaziyorum ya kizarsaniz yeniden
Dostlar uzmeyin zaten gonulde var cilem
Benim bildigim hersey yanlis hayatta lakin
Seninde gordugun uzere bulmaliyiz dogruyu canim bu yasamda
Neydi dogru neydi yanlis? derken ellerimde kaldi cok soru
Cevaplari yok herseye saskin
Bak yakala beni ve cumlelerimi kat hayatina
Derinlik uzmanindan yazilmis bir not sana
Goruyorum ruyalarimda tum gercek dostlari
Yitiriyorlar saygilarini ben sarki yapmadikca


Dayan bu badireler de geçici bak inan
Uzatma git beni unut dedi hatıram
Bak haline yerle bir oldun oyun değil yaşam
Ne seyrine ne keyfine ve de rengine kan.

Kimisinin ne keyfine ne rengine kan delikanlı
Ben de büyüdüm ve küçülmek istiyorum an be an
Ah istemekle olsaydıher istek
Ve yerine gelseydi içinden geçen dilek
Tadından tuz biber çalınırdı hayatın koca bebek
Gel geçelim konunun en hakiki merkezine
Ve akşa dalalım raksa geçelim
Kendimize güvenli bir yol seçelim
Bulana kadar toprak eşelim bir gün sende ağlayacaksın be neşelim
Senin baktıkların senin battıklarındır.
Neye meyil ettiysen ona doğru yollanırsın.
Gönül kuşunu hangi avcı vurduysa onun yanına uğurlanırsın.
Herkes bir yolcudur yoluna kurban olduğum.
Şimdi bana burayı tapulamış bir dünyalı gösterin
Ve şimdi gösteremediklerinizle övünün.
Ben en doğruya en yanlışlardan geçerek ulaştım
Sizin bataklıklarınızdan gül bahçesine nihayet ulaştım.
Bir sebep ve bir sonuç biri dipte biri en uç
Her sorumun cevabı neredeyse korkunç
Ayaklarına kapandığım halim ilginç
Kabuğumdan taşırmak istemediğim içimdeki utanç!




Dayan bu badireler de geçici bak inan
Uzatma git beni unut dedi hatıram
Bak haline yerle bir oldun oyun değil yaşam
Ne seyrine ne keyfine ve de rengine kan.

ÇANTADA KEKLİK

Esen rüzgar uçan kuşlar
Getirdiler kara haberi
Elin diline dolamışsın beni
Çok ayıp

Sana olan sevgimi hafife alıp da kendini
Üstün tutmuşsun öyle mi çok ayıp
Eş dost diyor ki gıyabında
Atıp tutuyor sağda solda

O her emrime amadedir diyormuşsun ona buna
Daha neler amanın daha neler amma da yaptın
Sen beni çantada keklik farzedip aldandın
Daha neler daha daha neler ammada abarttın

Ben elimi sallasam ellisi güzelim
Kala kala sana mı kaldım

Sözüne yeminine ihanet edip nasıl da kıyabildin bize
Seni adam gibi adam sanmıştım çok yazık
Sana kapılarını kalbimin sonuna kadar açıp

Baş köşede yerini ayırmıştım çok yazık
Eş dost diyorki gıyabında
Atıp tutuyor sağda solda
O her emrime amadedir diyormuşsun ona buna

Daha neler amanın daha neler ammada yaptın
Sen beni çantada keklik farzedip aldandın
Daha neler daha daha neler amma da abarttın

Ben elimi sallasam ellisi güzelim
Kala kala sanamı kaldım..

1 Kasım 2009 Pazar

offffffffffffffffffffffffffff


Gecenin bir yarısını geçmiş saatler ve ben öylesine takılıyorum hayata ve sana. Hiç bir beklentim kalmadı artık ne senden ne hayattan öylesine bomboş ruhum gecenin geç bir saatindeki ıssız sokaklar gibi.Böylesi daha rahat biliyorum ne gerginlik var ne stres beklenti yok çünkü ,tabi yaşamaksa bu.Uzun sözlere gerek yok cümleler kurmak için düşünmeyede .Bunlar beklentinin olduğu yerlerde kaldı ve ben o yerlerden gideli çok oldu.