14 Ekim 2009 Çarşamba

Yorumsuz

Aklım sükutu sever benim...!!!...harfler dokuyamaz imiş bu derin halin adını...
ben soluklarımı rengi solmuş bir sokağın bir viran hanesinde almaya razı olurum dostum, ben viranede hazine aramaya talibim..hani der ya bir aşk ehli “hazineler, viranelerde saklıdır“* diye...
ben bir’i aradığım sokakta kaybolmuşluk şaşkınlığında dolaşmaya razıyım;aradığım bulur elbet beni..aratan buldurur elbet kendini...ben sîmamda bir buruk tebessümü ağırlayıp, kahkahalara mezar kazmayı diliyorum her “sevda“ sözü dile dolandığında...her dil aşk’a tarifler yaptığında aşk’ı özlüyorum ben..yakştıramıyorum bu hallari aşk’a..
dostum, bize kimler anlatacak o ulvî hâli; anlatabilecekler mi bir gün?
aşk aranır mı; aşk aratır mı; aşk aramak mı...dostum, yaşarsak eğer “bir“ hatrına ölüverenlerin hallerinden bir nebze, bilebilir miyiz ki bunun aşk’tan olduğunu...bilmeli miyiz ki? yaşanan her halin adı var mı lügatlerde?
dostum, aramalı mı; yoksa yaşadığını aradıkların mı bilmeli?
dostum ben bilemem; ben anlayamam...ben neyi, nasıl arayacağımı da bilemem...dizimi dizine dayayayım da susayım; halin adını sormam;yeter ki yaşayayım....
..alıntı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder